23 Ekim 2012

GÖZLERİNİ SIMSIKI KAPATMAYASI GELİYOR İNSANIN

Aklından Bir Sayı Tut 'dan sonra neredeyse aynı tatda olan kurgusu güzel, hep şaşırtan , nereden neyin geleceğini pek kestiremediğiniz ve dedektif Gurney in aklıyla ilerleyen heyecanla okuduğum gerilip meraklandığım bir kitap.Baktımda uzun  cümlelerde kurdurtuyor insana;)Ben sevdim tavsiye ederim...Bayrama yanıma Ece Temelkuran' ın ''Muz Seslerini'' alıp gideceğim onu da çok merak ediyorum şu rastladığım bölüm bile neden okumam gerektiğini anlatır gibi....

 -dikkat et! dikkat et!-
millet birbirini öldürürken, allahın belası oyuncak her şeyden daha kıymetli gibi görünür. bu yüzden sevmem kıymetli oyuncakları. çocukları kıymetsizleştirmekle kalmaz, bütün aileye de sanki -başka dertleri yokmuş gibi- kadersizliklerini hatırlatan bir bildiri okur bu oyuncaklar..bana sorarsan, çocuğu bu ayı öldürdü. bu plastik ayının -bir keresinde kliniğin önündeki taş zemine oturup göstermişti bana- ayakları kısacıktı. yok gibi. tıpkı çocuğunki gibi..çocuk gömleğinin içinde taşıyordu ayıyı ve elleriyle yürüdüğü için plastik ayıyı ellemeden önce avuçlarını üstüne siliyordu. ayı yüzündeki sırıtmayla çalışmaya başladığında, çocuk yarım gövdesini yana yatırıp, yanağını eline dayayıp izlemeye başladı. ben de yanına yattım. bacaklarım utanç verici uzunluktaydı. çocuk epey sonra, korkunç bir rüya görmüş gibi, belerterek gözlerini baktı:
"pilleri bitince?.."

filipinam, tatlı kıblem, çocuğa o anda bacakları yerine bir kutu pil verseler..alırdı.
sanırım bacaklarını kaybettiğinde içine kaçan bir yetişkin, ona pil meselesini "halledebileceklerini" söyledi.

sonra dedi ki "ben.." düzeltti -biz hiç gidemeyeceğiz değil mi hispanyaya?-. "


Buda bir başkası....
 doktor hamza : annen gazlı bezlere güldü ve ben güzel bir şey bulduğu anda onu kaybedeceği günü düşünmeye başlayan her ortadoğulu gibi korktum. biz filipina, çok güldüğümüzde daha gülerken yakında ağlayacağımızı düşünüp suratını asan insanlarız.

BAYKUŞ BAYMASIN SİZİ DAHA ÇOK VERSİYONUNU YAPACAĞIZ

Ankara'ya ailemin yanına gitmeye karar verince yoğunlaşan günlerim tatlı bir telaş içinde geçip gidiyor şaka maka derken bayram geldi çattı bana hayırlı yolculuklar dileyin ben de sizi gülümseyen bir anınızda yanacıklarınızdan öpüp bayramlaşayım olur mu?:))

21 Ekim 2012

PARÇA-BÜTÜN VE TATLI- EKŞİ LİMONATADA ÖĞRETİLEBİLİR


 Öğretmen çocuklara “Şimdi limonata malzemesi siz olacaksınız” der. Çocukların bazıları limon, bazıları su, şeker olurlar. Öğretmen, önce limonları bölüp, sularını sıkar. Çocuklar sürahi içinde birbirlerine sarılırlar. Sonra su olan çocuklar sürahiye konulur. Sonra da şeker çocuklar sürahiye konulma öykünmesi yapar. Öğretmen “Şimdi sizi karıştıracağım” der ve çocuklar birbirlerine sarılıp, dönerler.  Sonra “Şimdi bardaklara dolduruyorum” der ve çocuklar sürahiden dökülüyormuş gibi yaparlar....


KALPTEN FARE OLURSA.....



18 Ekim 2012

İNGİLİZCEYE GİRİŞ, DALIŞ YA DA ANLAYAMAYIŞ:)))


.Bak Kayra'' I'' ay diye okunuyor tamam mı?
.Tamam anne!!
.Beş dakika sonra ''oku Kayra bu ne?''
.Şey anne dur bi dakika bulucam neydi yaaaa hah''hilal'' işte hilal:)))))

15 Ekim 2012

GEÇ KALINMIŞ BİR YAZA VEDA ETKİNLİĞİ...

 İşte tam bu iki arada beni hayal edin... Kumsal bomboş Kayra ve arkadaşı İkra dalgaların sesini bozuyorlar sadece...Deniz ılık, güneş sanki yaz gibi aldatıcı...Okuduğum kitap arada deniz derken Pazar günü tatlı bir rehavetle yazdan kalma bir sarhoşlukla bitiveriyor...


13 Ekim 2012

MARKAFONİK HALLER:)


Aldıklarını diktiklerini gördüğüm arkadaşlarıma özenip ''  ilk defa kendime internetten giysi aldım'' postu yapayım diye özendim itiraf edeyim. Biraz ilk defa aldım ama bak nasılda doğru bedeni bulmuşum aman da aman modellerde tam istediğim gibi çıktı gibisinden bir görgüsüzce sevinmem de olmuştu onu da yazmak isterim.Bazılarınıza basit gibi görünsede ben ''a bak bu çok hoşmuş almalıyım'' deyip deyip çok sanal mağaza gezmişliğim heyecanım geçincede'' ama ya olmazsa'' deyip hevesimi kendi boğazıma dizmişliğimde çok olmuştur.Giymeden denemeden almaya bir türlü  cesaret edememişimdir.Anlayacağınız kırdım şeytanın bacağını aldım gitti üstelikte 3 elbise bunlarda o mutlu anların belgeleridir efenim:)) biri henüz fotoğraflanamadı malum fotoğrafçımız nazlı bir 10 yaş çocuğu olup annesi kadar çula çaputa düşmemiş bir insan evladıdır kendileri:))

Hıııı belirtmeden geçemeyeceğim bu alışverişlerim öncesinde de bir miktar elbise filan almıştım  kendime tüm bunlar bunalımdandı malum hepinizin bildiği gibi BUNALIM BUNALIM bunu alim bunu alimle sonuçlandı:))Satır sonlarındaki gülücük sayısını 10 la çarpın anlayın ruhumun şenliğini:))

EL KUKLASI VE ÇOCUKLAR İÇİN HER TÜRLÜ SANAT ETKİNLİĞİ






Kolay ve geliştirilebilir el kuklalarının daha fazlası burada Ayrıca çıktı alabileceğiniz bir çok boyama ve diğer  sanat etkinlikleri içinde güzel bir kaynak....

10 Ekim 2012

ELAD KASHİ TASARIMI İLGİNÇ MASA



Yemek yemeye ve sonrasındaki toplanma ve makineye bir yığın tabak doldurma fikrine süper bir çözüm gibi görünüyor.Ahşap masaya seramik plakalar oturtulmuş, tasarımcıyla burada tanıştım.

DÜZENLİ HOBİCİLERİN İŞİ BU

Mesele dağıtmadan çalışmada, bitince herkes toplar ortalığı deyip bir başlıyorum kibar kibar çalışmaya bitince farkediyorum ki içimdeki canavar çıkmış her şeyi birbirine katmış.Onun ucunu bulayım ,bu zincir nasıl geçti bunun içinden, hay Allah kurdelalarda böyle kolay düğüm mü olur canım nidaları arasında toparlanıyorum.Demem o dur ki baştan yapın şöyle kutular şişeler filan dolaşmayın durduk yere ben olamadım siz düzenli olun dostlar...Kaynak

9 Ekim 2012

BİR ÇEKİLİŞ DUYURUSU

           Modavesaire de çekiliş var katılmak isterseniz...Hediyelerin devamıda var:)

YALITIM MALZEMESİNDEN ETEK OLURSA...

             Böyle güzel olur artı dikiş derdi de yok yapıştırmaca;)
 
 
                                                              Kaynak

7 Ekim 2012

kozmetik tezgahı nasıl yapılır

Görseli herşeyi anlatıyor olsada ana malzemenin çiçek köpük bloğu olduğunu cam tüplerle açılan yerlerin derinliğinin konulacak makyaj malzemesine göre seçilmesi gerektiğini söyleyip adresini veriyorum.

Havuçlu basit pastacık denemesi

1 hazır pastabanı krize girilince evde bulunamaz kankaya sorulur var gel deyince havada kapılır süt ve çilek reçeline az tarçın eklenip çırpılır taban ıslatılır ve beklemeye alınır.4 havuç rendelenir göz kararı toz şeker ve tarçını eklenip suyunu çekene kadar pişirilir soğumaya bırakılır.

Sonra ayrı bir tencerede 2,5 su bardağı süt,1 çay bardağı un,1 su bardağı şeker ve 1 yemek kaşığı hindistan cevizi çırpılır muhallebi kıvamında pişirilir 2 paket vanilya ve bir yemek kaşığı margarin altını kapatınca eklenir margarin ısısıyla erir gider ve mikserle iyice çırpılıp sonrada arada karıştırıp kabuk bağlaması önlenir.

Sırayla pasta tabanına önce havuç sonra krema eklenip üzeri ister hindistan cevizi ister benim yaptığım gibi hazır çikolata sosla süslenip 2 saat dolapta soğutulur benim gibi aceleniz varsa buzlukta yarım saat işi hızlandırır.Komşulara ikişer dilim kesilip kapıları çalınır sonra merakla eve gelinip telefonları beklenir:)) yiyenler arar kremanın tarifi istenir yüzde mutlu bir gülümseme belirir ama ev halkı bunadamı havuç koydun biz yemeyiz deyip protesto eder ama koca koca dilimleri bir solukta da götürürler;)

Bıktınız biliyorum ama şu tam bitmişinede bir bakın bitireli baya oldu. Topladım bile  Kayra nasıl kıyacaksın anne bozmaaaaa diye bağırdı ama masayı pek işgal etmişti yeter artık...Dikkatli gözlerden 2 parçasının eksikliği kaçmamıştır sanırsam...:))